Ana Sayfa

1 Kasım 2012 Perşembe

ve oyunu eros kazanır , ben aşık oldum ki !


Aşka, tutkuya; sevgiye alışsam diyordum,

sekse alışıyor da insan, aşka neden alışmasın, tek eşliliğe neden alışmasın? bugüne kadar gelmemişse bundan sonra neden gelmesin demişken eros tüm oklarını bana gönderdi., kalbime her yerime oklarını sapladı!

4 yıl sonra yeniden aşık oldum ,


Hani demişti ya yazar aşk işemektir diye !

10 saniye geç işeyecek kadar lüksümüz kalmamışken , tam ahali sırada bekliyordu ki  bayım !
çisini yapmasını beklediğimiz oyuncularla dolu hayat demişken, o çıktı karŞıma...

hoşgeldiniz hayatıma :)

28 yaşındaki  iki insanın aşkı nasıl olacak ,  önümüzdeki günlerde bunu izleyeceğiz..

Eros kazandı
Eros kazandı.. 

19 Ağustos 2012 Pazar

Albatros yavrusu nereden bilebilirdi ki katilini ! & Prag Prag Prag

Yerde yatan albatros yavrusu nereden bilebilirdi ki katilini ?

Okyanusun çaresiz bakışlarına, albatros yavrularının ölüm çığlıkları ekleniyordu birbir, Ebeveynleri ise masumane şekilde okyanustan topladıkları plastik kapaklar ve kirli atıklarlarla yavrularını beslerken , zehirden ve açlıktan ölen binlerce yavru insanlığın trans ve algısızlığına kurban gidiyordu.

 İnsanlık, çöplerle halt ettiği yavrunun , doğanın onlara varoluşu hatırlatmak için kullandığı bir cengaver olduğunu bilemezken;,insanlık algısızlığı ve şuursuzluğu içinde albatros yavrusu gibi bedeni ve ruhunu neyin zehirlediğini , neyin beslediğini anlayamazken; salt albatros yavrusunu değil, kendisini yok ettiğinin farkında bile değildi..

Chris Jordan'dan tüketim alışkanlıklarının korkunç bir yansımasını gördünüz !

..............................
Bir şehir düşünün rüyalarınızda bile gitmediğiniz, hayalini bile kuramadığınız bir  şehir..
Bir şehir düşünün  tarihi ile sizi selamlayan, köprüleri ile size masal anlatan,
Bir şehir düşünün kuklaları ile kulağınıza fısıldayan, sanatıyla dudak uçuklatan;
Bir şehir düşünün ışıklarıyla gözünüzü kamaştıran,gecesiyle yüzünüzü güldüren
Bir şehir düşünün dünyanın en iyi caz kulübünü barındıran, biraları sudan ucuz olan
Bir şehir düşünün kelimelerin yetmediği,doyamadığınız ve asla doyamayacağınız bir şehir ...

İşte ben ordaydım... Prag sen fevkladesin !



Yine de Budapeşteye'de haksızlık yapmayalım görkemli Budapeşte'ye :)


.............................................................................................













12 Temmuz 2012 Perşembe

Zeus nerdesin !

Öyle ki, erkeğin her bir grami altından değerli,kadinin iki bacak arasi gereksiz et parçasi zihniyetsizliğine sahip, çarpik beyinlerle ayni havayi solumak zorundayim, üstelik hava sicak ! Sevdalinka ağliyor,mostar nara atiyor, çocuklar,anneler,savaş efendileri tarafindan kiyiliyor, zeus a ihtiyaç var.... Serebrenitzayi unutturma !

29 Nisan 2012 Pazar

Sisley & Benetton ; Zara & Bershka'ya karşı :) & Margit dans ederken ...

Bir tarafta italyanlar ; diğer tarafta ispanyollar..Her daim bu iki kültürü fransızlara nazaran daha estetik ve zarif bulmuşumdur.. Bu estetik ve zariflik ünlü giyim markalarına da yansımıştır..
Bu haftayı kendime giyim haftası ilan etmiş olup ; kendimi sisley, benetton; zara ve bershka markalarıyla donattım.
Malum yaz geliyor, ve bu yaz benim için diğerlerinden biraz daha farklı olacak ; bu yazı arkadaşımla  yurt dışında geçireceğim ;şimdiden güzel kokmak, görünmek ; işlevsel olmak için çaba göstermek gerek. Biz de trende uyuyoruz ve kendimize yakışanı giyiyoruz...




Önceleri ince yapıda olmam, omuzlarımın geniş olmaması vs nedenlerden dolayı, istediğim kıyafeti bir türlü bulamıyordum, ancak son 1.5 yıldır azimle fitnessa gitmem, sıkı çalışmam; bir takım aminoasit ve protein tozu kullanmamdan dolayı bu durumu rafa kaldırdım.. Artık fotoğraftaki mankenler gibi, istediğim slim fit ya da regular fit ölçülü giysileri az çok  giyebiliyorum... Ne mutlu bana ..!


.......................................................................................................................


Gelelim zincirin diğer halkasına.. Baştan dedik bu yaz kendim, münhasır görünmem gerekiyor;baştan öyle karar kıldık... Vücut, kıyafet derken ; fona ahenk katacak  olan figüre geldi sıra.. Algıda seçiciliğe hitap edecek tasarım harikası bir dövmeye ..





Evet bu yaz sevgili arkadaşım Seyhan'a  3 tane dövme yaptıracağım, kendisi başarılı bir sanatçı ; Antalyada yaşıyor ; ve olimpos aşığı... İşte yapmış olduğu çalışmalardan bir kaç örnek; benim seçtiklerim de bunlar gari..





...............................................................................................................................................................


İnsanın müzisyen dostu olması güzel bir şeydir ; onunla özelini paylaşmak, onunla iyi gün değil de, zor gün dostu olmak ;ona her şeyini anlatmak, onun her şeyini bilmek tarifi mümkün olmayan bir mutluluğa itiyor insanı, insan kendini şanslı hissediyor ...

İşte bu hafta sonu  caddeye, sevgili Kerem'i görmeye gidiyorum, uzun bir aradan sonra  yeniden görüşeceğiz , onun estetik ötesi evini, kemanını yeniden yad edeceğiz..yeni çıkan albümü hakkında konuşacağız..






Son olarak ; İş yerlerinde tacizi önleme fikri Mısır'dan ; El -Ezher üniversitesi profesöründen geldi ." Eğer bir kadın, bir erkeği emzirirse  sembolik olarak akraba haline gelirler  ve bu da tacizin önüne geçilmesini önlermiş"..
Usta dolu fikrinden dolayı bu islam alemininin  önünde saygıyla eğilerek onu  KINIYORUM :)
Ulen emzirin bizi yahu...
El deliye , biz akıllıya hasret kaldık ..!









24 Nisan 2012 Salı

Aşk, galip ve nikbindir ; her sabah , her gece mücadelecidir ; Johnny Cash'in aşkıdır ; sınırları aşmaktır !

Doğadaki tüm varlıklar " eksi bir durumdan" dan , " artı duruma geçmek için sürekli çaba içindedirler. Bu durum psikanalitikte  " eksiklikten kurtulma çabası  ya da" üstünlük çabası" olarak adlandırılmıştır. İnsanoğlunun hastalık ve ölümden korktuğu için  tıp bilimini geliştirmesi  ya da kendine yakışanı giymesi buna örnektir. Doğası gereği bencil olan insanoğlu zaman zaman komplekslerde geliştirmiyor değil.. Yine de doğanın bize gösterdiği öyle örnekler oluyor ki "insanı yaşamda anlam arayışına itiyor" işte bunlardan biri :


Konumuz azim! kolsuz olan abimiz Charles B. Tripp , bacaksız olan abimiz Eli Bowen       yıl..... 1890'lar.


.................................................................................................
Aşk devrimdir, bazen mağlup, galip ve nikbindir; her sabah , her gece mücadeledir ...
Aşk inandığın bir şey varsa odur, inançtır, değerdir ...
Aşk özgündür,  kimsenin hayal edemediği hayal ötesidir, Johny Cash'in aşkıdır, sınırları aşmaktır...
Aşk sana özel bir şeydir ,kıymetlidir ;anlayabilenin yaşadığı hissiyattır
Aşk bir fenomendir ,sekülerdir aynı zamanda varoluşsaldır..
Aşk efsundur, geçmişe duyduğun özlem;geleceğe baktığın gizemdir
Aşk sana verilen bir armağandır, bazen kaybolmak, bazense umuda giden yoldur..
Aşk fotoğraflardaki sonsuzluk ve kutsallıktır..
Aşk aynen şu fotoğraftaki gibidir...


..............................................................................................................


26 Nisan akşamı İş Sanat Merkezi'nde büyüleyici bir konser bizleri bekliyor.. Büyüleyici diyorum çünkü grup portekizin fado esintilerini folk müziği adı altında bize sunuyor... Madredeus, 25 yıllık deneyimlerini yeni müzisyenleri eşliğinde  sevenleriyle buluşturuyor.. Tabiki ben de orada olacağım, yıllardır beklediğim bu anı ölümsüzleştireceğim.. Müzik yaşamdır, müzik anlamdır; kendi hayalinde yarattığın bir orta dünyadır..








10 Nisan 2012 Salı

Anima ve Animus savaşı & une histoire d'amour perdue


"ô la femme qui ne connaît l'amour... c'est grâce à toi que j'ai fait de l'amour un papier hygiénique... merci beaucoup..."   

.............
Salt sana oynadım oyunumu..
Salt sana söyledim şarkımı...

Hani, oyunun içinde ,beraberce çözecektik bilinmeyen denklemi...?
Hani,şarkıları beraberce notaya ve yaşama dökecektik...

Ey sen..! Oyunun içindeki oyuncu..!

Anima ve animusum derki bana "gölgene dön"..

Artık gölgeyim, varlıkla yokluk arasındayım..

(Bu hikaye, benliğini denize atan ve orada boğulan bir "ben" e ait...) 

"Sevgili babazula demiş ki "Sevişe sevişe haz almaz ki tendeki özgür ruh " 

  bedenlerin haritasını  çizmek mutlu etmez ki onu.
Özgür ruh! mönüde "yalnızlık" var...

27 Mart 2012 Salı

Bırak yarını , dünü ; yaşadığın anı gör !

Bir senenin değerini anlamak için , sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için , sekiz aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir saatin  değerini anlamak için , kavuşmayı bekleyen  sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, treni kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için , bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin  yüzde birinin  değerini anlamak için, olimpiyatlarda  gümüş  madalya kazanan  koşucuya sor

Her anını değerlendir , her dakikanı çok özel biriyle paylaş . Zamanına ortak bul .. Unutma zaman hiç kimse için durmaz.
Geçmiş zaman tarih , gelecek zaman gizemli, şu an ise  sana verilen gerçek bir armağandır...              ( Zeitgeist)

Bu kubbe altındaki bin bir belayı gör ,Dostlar gideli boşalan dünyayı gör ;
Tek soluk yitirme kendini bilmeden , Bırak yarını dünü, yaşadığın anı gör ! ( Ömer Hayyam)

.......................

Sıradışı bir konsere gittik arkadaşlarla.. .. Mostar Sevdah Reunion .. 
Konser enfes olmasına olsun, Maçka Küçükçiflik parkı akustik ve diğer herşeyi açısından korkunç ötesi... Dünyaya rezil oluyoruz.. Burada konser de ne kelime ? sirk bile olmaz...! 
Ama herşeye rağmen çok  keyif aldık, bazen hüzünlendik .. Üstellik daha önceden tanıdığım sevgili Miso Petroviç'le ( Grubun gitaristi) konser sonrası kuliste sohbet etme imkanım oldu .. Kendisi bana savaş yıllarında kurulan Mostar Sevdah Reunion grubunun ve gitarı'nın hikayesini anlattı..
 Msr son yıllardaki telif  hakkı sorunları nedeniyle 2 ye ayrılmış durumda.. Yanlış duymadınız.. aynı isimli 2 tane grup var.. Miso'yla bunun hakkında da konuştuk .. Miso ,50li yaşlarına  gelmiş çok kafa adam ::)

 ...........................
 Son olarak  ; Nerede ; "ben şöyleyim , ben böyleyim " diye çağlayan biri görsem hem üzülür, hem öyküsünü merak ederim ......


Konser görüntülerini de paylaşıyorum, keyifli dinlemeler ...
........

6 Mart 2012 Salı

Akışkan olan her şeyim katılaşıyor, küntlük yaşıyorum..

Akışkan olan her şeyim  katılaşıyor, küntlük yaşıyorum bilhassa,zira defalarca izlememe rağmen  yine aynı duygu durumları  barındırıyorum benliğimde..
.........

Uçurtma Avcısı nasıl bir başyapıt böyle .. filmiyle, romanıyla
 insanlığından utanmak ; çocuklardan , onlara "oyun dolu" bir dünya yaratamadığın için özür dilemeyi istemek , ancak bunu başaramamak, ve bu duyguları aynı anda yaşamak...
........
Uçurtma avcısı , Kaplumbağalarda Uçar gibi baş yapıtları aslında insanlığın  en güzel aynası .. onlara baktıkça gaflet ve ihanet içinde olan insanlığımızdan utanır hale geldim..

Oysa yeniden çocuk olsam, bay tonton amcanın bahçesine girsem, ve ağaçtan elma alsam, oyun oynasam ... kumdan tepeler yapsam...

Oysa çocuk hakları sözleşmesinde ne diyordu ..? Ben bir çocuğum ve haklarım var...
Çekin kirli ellerinizi haklarımdan, beni rahat bırakın , beni sokakta çalıştırmayın , beni istismar etmeyin, benden yararlanmayın..  Bana yeniden çocukluğumu geri verin ..

             Ben bir çocuğum,  asla bir boyama kitabı değilim ..!

14 Şubat 2012 Salı

Beyaz Adam'a ! & Kara Böcüğün Laneti ! & Tık Tık Kapıyı Aç !

Son ırmak kuruduğunda ,son ağaç yok olduğunda,son balık öldüğünde,BEYAZ ADAM paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.""""  

Kızıl derililer özgür doğmuş bir halktır.. Özgürlüklerine düşkün olmaları onları var etmiştir ; bu uğurda özgürlüklerinin peşinden koştular , asimile kartını  çekip ,asla oynamak istemediler ;özgürlükleri için savaştılar ; gerektiğinde hiç düşünmeden canlarını ortaya koydular .. Onlar için  özgürlüklük var olmaksa ; bağımlılık ölmek bile değildi .. Bağımlı olmaktansa , ölmeyi yeğlediler ... Onların hikayesi tarihe ders verir nitelikteydi ,,
Bir gerçek varsa o da, doğanın onlara kızmamasıydı ,; çünkü onlar doğayla özdeşleşmişlerdi... Doğa onlar için bir namustu .. Asla kirletmediler onu , korumak için canlarını verdiler ... Özgür kaldılar , özgür yaşadılar ; özgür öldüler ...  Özgür kalın , özgür yaşayın  ,..!

..............................................


Daha geçen  yaz 27' ler kulübüne kurban vermiştik Amy'i , Şimdi de Whitney...  Bazen düşünüyorum da bu rüyaların dansı gibi bir şey.. Varoluyorlar sonra biz ,size şaka yaptık deyip, çekip gidiyorlar.. Ölüm ona da yakışmadı ; zira ölümden öte köy var mı .? ölüm kapıyı çalıyor..!

.........................................................


                                   






                                                                                                                                                                                            Böcüğün ruh halini anlamak, deveye hendek atlatmaktan zor.. 
Zira karadul'un korkunç efsanesine bakarsak , aşkın ihtiras, entrika hatta öldürme içgüsü ve eylemine  kadar gittiğini görürüz böcük dünyasında... 

Bir dişi böcük , bir erkek böcüğü neden yer ? Sadizm-mazoşizm ilişkisi midir bu ; yoksa basit kuralları olan doğanın kanunu mu.?  Muhakkak tezleri, hipotezleri vardır ; ama araştırılması ilginç olan bir durum olduğu aşikar.. 
 Bu yamyamlık neye ?

..................................................................

Sonunda  grup için akordeon çalan müzisyeni de bulduk ... Sevdalinka&Çigan  şarkılar için artık geri sayıma geçtik .. 

Keman,Akordeon , Üflemeliler ; Jazz gitar , Davul tamam ; sıra bass 'da .. Keşke kontrbass bulabilsek ..!  
Transpozeler ve partisyonlar tamam , müzisyenlere notalar ve düzenlemeler dağıtıldı.... En kısa zamanda stüdyo'ya geçilmesi düşünülüyor..
 Bu arada sizlerden grup ismi öneriler bekliyorum.. Zira grup balkan sevdalinka ve çigan müziklerini jazz alt yapısıyla yapacak...  ona göre bir isim lütfen sevgili yaratıcı bloggercılar...:) 

Ayrıca benim gitarist arkadaşla birlikte  stüdyoda kaydettiğimiz sevdalinka şarkıları da devam edecek... Bu cuma yeni bir kayda başlıyoruz... Yakında beğeninize sunarım . 

Laf biterken , size güzel balkan şarkıları dinletiyorum.....eskilerden.. keyifli dinlemeler.... Balkanlara selam olsun...!
 Aslen bosnalı bir psikiyatrist olan himzo polovina unutulmaya yüz tutmuş sevdalinka şarkılarını bulup su yüzüne çıkarmasıyla ve o yumuşak sesiyle yorumlamasıyla bilinir. Ayrıca bu şarkılar, bizim de arşivimizde olan şarkılardır ..






6 Şubat 2012 Pazartesi

Hangi ülke neye benziyor ? & Auschwitz toplama kampındaki çocuk !

Mönü'de  ülke tasvirleri var, bazıları leziz ; bazıları tatsız tuzsuz.. Şöyle ki :

Kanada, iğrenç müziği ve ayılarıyla ; az şeker vikingleriyle ,
Yankeeler, sam amcası , özdelikten uzak sözde özgürlüğüyle  ; İsa'yla ve tabiki Johnny Cash'le
Meksika, güzel tekilası, iğrenç pornoları , ve sevgili arkadaşım Berthin^yle :)

Küba , Che'siyle Amerika'ya kafa tutması, bossa nova'sı ve özgürlüğüyle,

diğer latin ülkeleri uyuşturucu ve modelleriyle;

İzlanda Björk'üyle, Avrupa Sanatıyla ; İrlanda siyah birasıyla, İngiltere Magna Cartası ve kraliçe Elizabet^yle;

Kuzey İrlanda , özgürlük mücadelesi ve Plüton'da kahvaltısıyla ;İskoçya gaydasıyla ;  Fransa , burnunun yüksekte olması ve aristokrasiyle , İspanyollar , siesta , flemenko ve sefarad'la , Portekiz fado'yla ,
İtalya;, Sicilya , boşanmanın olmaması, genel evinin olmaması, Papa ve benim iğrenç italyancam'la ( va bene .:) ...Balkanlar, müziği ve acılararla ; İskandinavlar künt duygularla ; Almanlar cimrilik ve dilbilgisi kurallarını bir türlü anlayamadığım dilleriyle zeitgeistle,  kaka bira içişleri ve geğirmeleriyle ; Rusya gelinleriyle , Orta doğu savaşlarıyla ve petrolüyle ; Afrika doğa ananın adaletsizliğiyle ; Hindistan Zen'iyle , Çin çakma Nike ve Reeboklarıyla ; sahte sosyalizmle , Avustralya ırkçılıkla   ;Yeni Zelanda hobbitleriyle  özdeşlemiş ...
 Ya Türkiye ..? onu da siz bulun ..:)

Ya dünyaya ne demeli?  insanların ve doğanın  katliamına göz yuman  dünya insanları neyle özdeşlemiş acaba;?.

....................fateless



Herkesin bir kült filmi vardır , Kurgusu, hikayesi müzikleri , karakterleri ile özdeşim kurarız , içselleştiririz.. 
 Sizlere bir film öneriyorum..
FATELESS ( KADERSİZLİK) .... Film Macaristan yapımı olup Fetiş görüntü yönetmeni  Lajos Koltai'nin sihirli dokunuşlarıyla ortaya çıkmıştır..


Yönetmen ,Budapeşte'de üst-orta sınıfa mensup 14 yaşındaki Yahudi genci Gyuri'nin; Nazi'lerin "Nihai Çözüm" planı çerçevesinde işgal ettiği Macaristan'dan alınıp toplama kamplarında çalışmaya mahkum edildiği süreci düşsel bir üslupla aktarırken, dönemin zengin panoramasına ilaveten yaşama hırsı, fedakârlık ve öfke gibi ezeli temaların yeni bir tanımını ortaya koyuyor.






Beni ilgilendiren nokta ise, film içerisinde çocukların söyledi bir macar halk şarkısı ... Bu şarkıyı kendi arşivime koydum..Bu şarkıyı yeniden düzenlemeyi düşünüyorum..

             Şarkıları mutlaka dinleyin !





5 Şubat 2012 Pazar

Libidoları için sevişen insan tiplemesi :) & Nihayet Kemancı'Mızı bulduk ..

Mönüde bugünlerde mutluluk var , nedenine gelince :" bass, üflemeli çalgılar , davul ,perküsyon , gitarlar derken ; nihayet kemancımızı da bulduk , geriye bir akordeoncu  kaldı ... Bahar ve yaz ayları yoğun geçecek anlaşılan, şimdiden stüdyo olayları başladı bile ..balkan festivalleri de yaza doğru olur sanırım ,bir taraftan toparlanmaya çalışırken , diğer taraftan organizatörlerin sıkıştırmasından  heheyler geldi ...ama yine de güzel koşuşturmaca:=)
....
Benim çok değerli bir müzisyen arkadaşım var.. Adı Murat , aramız iyi severim kendilerini... yetenekli çocuk ; Hayal Bandosu'nun davulcusu kendisi , Jolly Joker İstanbul^da  şubat ayı gibi konserleri olacakmış beni de davet etti .. İyi de  hani senle bir proje yapacaktık.be üstad  Nerde ..?

Mart ayı'nda Aya İrini Kilisesinde Mostar Sevdah Reunion konserine gidecektik ama iptal olmuş ;
Mostar Sevdah , bir kadeh şarap'ın verdiği haz kadar keyif veren bir grup.. Boşnak, sırp ve hırvatlardan oluşan grup  balkan'ların önde gelen müzisyenleri ile ( Ljiljana Buttler , Saban Bairamovic ) projeler geliştirmiş ,.. bir project grup yani .. Konserleri iptal olmuş ..:(

Son olarak ;


İnsanlar  egoları için sever ; libidoları için sevişirmiş ...


 Libidosu yüksek bir toplum olduğumuz aşikar ,  Damacanalarla yapılan fantazilerden belli ... 


yine de yaşam,tezler ve antitezlerle..dolu..
Bunların dengesiyle de "sentez" dengesizlikten kurtarıyor bizleri..

mesele esir düşmek de değil  "dengesizliklerin dengesini  bulabilmek" de bir nevi  mesele ..

Panzehir şart ..


Ego = Benlik , mantık


Libido  = cinselliği açığa çıkaran içgüdüsel enerji ... tabi içgüdü hayvanlar da olur ... yorumsuz ...




Paylaşılası şarkı  ise yıllar önce haddimiz olmayarak sürekli olarak çalıp söylediğimiz bir Vedat Sakman şarkısı ...
 Vay be cihan ,,,yıllar ne çabuk geçiyor ,,Şimdi Vedat Sakman'a gitar çalıyorsun ...  lisedeyken Samsun'da göçebe 'de  ne büyük keyifle dinlerdik seni... Hayat şaka gibi :)







Sevgi Kazanır ..

30 Ocak 2012 Pazartesi

Kutsal rahibeler caz soyluyorlar! & Ben bir sarki yaptim...


Caz,uyumsuzlugun uyumu gibidir;muzigin psikozudur,anladigini sanirsin ;ama anlayamazsin,kaotiktir yani yine sicak caz vardir, chill out. birazcik munzur ama abisine gore daha soft;muzigin nevrozudur yani. iste ben bugunlerde onlar gibiyim,uyumsuz gibi gorunen uyumlu rolunu oynuyorum..ama yine de denge sart. Ben bir sarki yapmistim,caz gibi kokan,zarif armonilerle suslenmis o bicim sey yani.kendilerine benim sirin studyom ev sahipligi yapti [cnm benm] caz ilactir,, sicaktir.egzotiktir Bir hayalim var, ''kutsal rahibelerin kutsal caz sarkilari soylemelerine dair bu dogada her daim.. gunahkar bedenlere ve benliklere inat,kutsanmis hayaller,ruhlar..tertemiz duygular icin.. Caz kutsaldir,rahibeler kutsaldir:ask kutsaldir..bizim kutsanmaya ihtiyacimiz var guzel insanoglu..son olarak..istanbula beyaz yakisiyor be kardesim;-)

29 Ocak 2012 Pazar

Tüm yaşantım siyah bir bayrak gibi...!

Tüm yaşantım siyah bir bayrak gibi;metaforların uçuştuğu,
benliklerin kirlendigi, travmaların dans ettigi koskoca siyah bu bizimkisi.

Herseye rağmen; lanetlenmiş hayatlara inat,kutsanmiş hayallere yeniden merhaba;merhaba hayatin tum renklerine yine yeniden..!

Yeniden çocuk olsam tonton amcanın bahçesinden elma çalsam;-) Ey güzel çocuk sana da yeniden merhaba...

Lakin yine yalnizim..iç kıyıcıyım ,bugün beni içenlerin vay haline,tadi bozulmuş sarap gibiyim..
Ey koca yalnizlik sen,üşüdügümde elimi tutacak birisinin olmamasisin,tesekkurlr sana,beni kendine benzettigin icin..

hvala ..!

21 Ocak 2012 Cumartesi

Gauloise, bistro ; kırmızı şarap ve AŞK ...!

Yazarın biri diyor ki; "aşk işemek kadar kısa  bir o kadar da hazzal bir duygulanımdır"

Bireylerin,kendi narsist ihtiyaçlarını gidermeye yönelik eş seçtiğini düşünürsek (psikanalitik kuram diyor) yazara haklılık pastasından bir pay vermek en doğrusu  gibi görünüyor,

yine de  bu , soru işaretleri olan mönüsü leziz olmayan , iç kıyıcı  pesimist bir yaklaşım, zira doğa'da leziz mönülerin, börtü böceğin , aşk'ın olduğu bir aşikar ... Bohem değilim, lakin aşkın yan unsurlarından olan bir paket gauloise'in keyfi, kırmızı şarabın şehveti , bistro'nun meditasyonunu da bu doğa'da , Trioları her zaman sevmişimdir bilhassa ..

Aşk aslında bir paradoks, insanı şaşkın hale çeviriyor, tüm duygu ve devinimlerini yerinden oynatıyor ? Bu durumda ? acaba gerçekten ihtiyacım olan aşk mıdır ? yoksa oyun oynamaya devam mı etmek yerli yerinde ..? Kurtuluş nerede ?
Herneyse , bu akşam yolculuk var,  zannediyorum klasikleşen memleket manzaraları bekliyor beni, gitmeden size yakında yeni balkan sevdalinka şarkıları  için stüdyoya gireceğimizin haberini verip, örnek bir aşk şarkısı yolluyorum ,

Rastgele ...    


gauloise (sigara) , bistro ( meyhane)

4 Ocak 2012 Çarşamba

Birşey biliyorsam, o da hiçbir şey bilmediğimdir.!. Beyler , bayanlar lütfen maskeleri çıkaralım !

Bizim buralarda  hayatının anlamını arayan çok ; lakin  hayatın anlamını bilen yok ...Bunlardan biri de benim.

Güzel bir çin atasözü vardır. "Bir yıl sonrasını düşünüyorsan pirinç yetiştir, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç yetiştir, yüz yıl sonrasını düşünüyorsan ise insan yetiştir,", zannediyorum son yıllarda pirinç yetiştirme gibi bir obsesyonum oluştu, sebat yeteneğimi kaybettim, sabretmek bana zindan oldu oysa hayatımın  anlamını bulmak için yola çıkmıştım bizim buralarda ...

Gelelim yıllar öncesine .Franklin  nazi kamplarından biri olan Auschtwitz toplama kampına  gönderilir ve orada yahudilere yapılan işkenceleri gözlemler ve insanın ölüm ve acıya karşı geliştirdiği tavrın  " hayatın anlamını ve sevginin anlamını bulmaktan geçtiğine karar verir ... hayatta anlam bulabilmek ...! doğru hamleyi yapabilmek ..!

unutulmamalıdır ki ,satrançta en iyi hamleyi yapabilmek için bekleyebilmek son derece önemlidir ..! 
@@@@@

 birazda dünyaya onların gözlerinden baksak .? empati yapabilsek .. salyesiz sümüksüz, köşeli bir empati..  ne kadar zor olsa gerek ..? 

Bir şey biliyorsam , o da hiçbir şey bilmediğimdir ..!   diye güzel bir söz vardır, ben o sözü açık yüreklilikle söyleyenlerdenim.. işte bu noktada kısa filmi izledikten sonra  insanoğlunun aslında bildiğini sanıp bilmediği, ya da bilmek istemediği bir ayıbını göreceksiniz.. Maskeleri çıkaralım ve izleyelim..